Okul öncesi eğitim çocuğun, kendi bedensel yapısını tanıması, öz bakım ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve vücudunu etkili bir şekilde kullanabilmesine yardımcı olmaktadır (Aral ve diğ., 2002: 89). Okul öncesi eğitim kurumları, çocukların çoğunlukla ilk akran deneyimlerini yaşadıkları yer olmaları nedeniyle büyük önem kazanmaktadır (Wood ve diğ., 2002: 77). Okul öncesi eğitim kurumlarında, çocuk diğer çocuklarla beraber olma ihtiyacını karşılamakta ve grup oyunlarına katılarak benlik kavramının gelişmesi sağlanmaktadır. Çocuk bir arkadaş grubuna üye olarak kendi hakkında bilmediği özelliklerini öğrenecek, aile içindeki yerinden başka, yaşıtlarıyla birlikte olduğunda kendi benliği hakkında daha gerçekçi bir yapının farkında olacaktır. Yeteneklerini keşfedip, gruba ne gibi katkıları olduğunu sosyal ortam içerisinde görecek, güçlü ve zayıf yanlarını keşfedecek, kabul görme veya dışlanma gibi sosyal deneyimlerle karşı karşıya kalacaktır. Oynadığı oyunlarla kazandığı beceri derecesine göre çocuk gerçek sınırlarını keşfedecektir (Sevinç, 2004: 27).
Çocuklar akran ilişkileriyle fiziksel, bilişsel, sosyal, duygusal ve ahlâki alanlardaki gelişimlerine paralel olarak, çeşitli aşamalardan geçmektedir (Beyazkürk, Anlak, & Dinçer, 2007). Bazı çocuklar, akranlarıyla sürekli olarak işbirliği yapmakta, akranları tarafından sevilmekte ve sağlam arkadaşlık ilişkileri kurmaktadır. Bazıları ise akranlarına sıklıkla saldırgan davranışlar göstermekte ve çok az sayıda arkadaşa sahip olmaktadır (Gifford-Smith & Rabiner, 2004). Çocuklar arasında yaşanmakta olan bu olumsuz ilişki biçimi çocukluktan yetişkinliğe kadar süregelmektedir.
Akran Zorbalığının Tanımı
Akran zorbalığı, gücün sistematik olarak kötüye kullanılarak fiziksel olarak daha büyük, güçlü, baskın, popüler birisinin veya grubun, kendilerinden daha küçük veya güçsüz birisini amaçlı ve sürekli olarak incitmesi, hırpalaması ya da rahatsız etmesi ile sonuçlanan bir saldırganlık türüdür. Zorbalığın altında egemenlik kurma ve gözünü korkutma isteği yatmaktadır (Beane, 2005; Pikin, 2006; Sharp & Smith, 2003; Smith, 1997; Smith & Sharp, 2003; Stephenson & Smith, 2002).
Bazı çocuklar amaçlarına ulaşmak için daha uygun bir yol bilmedikleri için zorbalık davranışlarına başvurabilmektedirler. İsteklerini diğerlerine iletmek ve onlarla olumlu etkileşim kurmak yerine akranlarına hükmederek ve gözdağı vererek onlar kontrol etmeyi tercih etmektedirler (Swearer, Siebecker, Johnsen-Frerichs, & Wang, 2009). Aslında zorbalık, saldırganlık ve şiddet eylemlerinin önemli bir nedenidir ve çocuklar bunu tepki vermek için tek yol olarak öğrenmiş ve uyguluyor olabilir (McGinnis & Goldstein, 2003). Bununla ilgili olarak Lipman (2003), zorbalığın toplumsal açından önemi üzerinde durarak kişiler arası şiddetin bir türü olduğunu; çünkü oyun etkileşimleri sırasında görülen anlaşmazlıkların, ileriki yıllarda şiddet, iş yeri zorbalığı ve yetişkin istismar gibi birçok türde sürdürülebildiğini vurgulamaktadır.
Akran Zorbalığının Özellikleri
Zorbalığı, saldırganlıktan ayran üç temel özellik vardır: amaçlılık, süreklilik ve güç dengesizliği. Eylemlerin zorbalık olarak varsayılabilmesi için bu üç özelliğin bir arada bulunması gereklidir.
Akran Zorbalığının Türleri
Zorbalığın türleri konusunda araştırmacılar çeşitli görüşlere sahiptir. Cornell ve Bandyopadhyay (2009), Elliott (2002a) ve Perren (2000)’e göre zorbalık, fiziksel, sözel ve sözel olmayan olumsuz hareketleri içeren doğrudan ve dolaylı türleri kapsamakta iken Byrne (1995)’e göre zorbalık, fiziksel veya zihinsel ya da bu ikisinin birleşimi şeklinde olabilmektedir. Nicolaides, Toda ve Smith (2002)’e göre zorbalık, fiziksel, sözel veya psikolojik saldırı veya misilleme şeklinde olabilmektedir. Bu araştırmacıların savunularına benzer olarak Sharp ve Smith (2003)’e göre ise zorbalık fiziksel, sözel ve dolaylı olmak üzere üç türde oluşmaktadır.
Okul Öncesi Dönemde Yaşanan Akran Zorbalığına İlişkin Türkiye’de Yapılmış Çalışmalar
Araştırmalar okul öncesi dönem çocukları arasında en sık fiziksel saldırganlığın görüldüğü, bununla birlikte ilişkisel ve sözel akran zorbalığının da okul öncesi dönemde görüldüğü ve çocukların daha fazla kendi hemcinslerine zorbalık ettikleri dikkati çekmektedir. Okul öncesi dönem çocukları üç yaşına geldiklerinde, aynı cinsiyetten akranlarını daha sık tercih etmekte ve bu durum ilköğretim dönemine kadar sıklığı artarak devam etmektedir (Schrep ferman ve diğ., 2006: 50). Araştırma da çocukların daha fazla kendi hem cinsi akranlarına zorbalık uygulamalarının nedeni, onları tercih etmelerin den ve onlarla daha fazla birlikte zaman geçirmelerinden kaynaklanabilir.
Araştırmalarda erkek çocukların kendi hemcinslerine en fazla fiziksel şiddet kullandıkları, kızların ise kendi hem cinslerine en fazla ilişkisel saldırganlık uyguladıkları ve erkek çocuklar arasında akran zorbalığının daha fazla yaşandığı görülmektedir. Bununla birlikte saldırganlık davranışları arasında kızların erkeklere daha fazla sözel saldırganlık, erkeklerin ise kızlara daha faz la fiziksel saldırganlık gösterdikleri dik kati çekmektedir. Erkek çocukların fiziksel, kız çocukların ise sözel saldırganlık uygulamaları, toplumuzdaki çocuk yetiştirme tutumlarından kaynaklanabilir. Çünkü bir toplumdaki cinsiyet rolü ve değer yargıları; o toplumdaki zorbalık davranışı üzerinde etkili olan önemli faktörlerdendir. Toplumumuzda erkek çocukların fiziksel güçlerini göstermek amacıyla yaptığı saldırganca davranışlar toplumsal kalıp yargıların da etkisiyle anne-baba tarafın dan hoş görülmekte, hatta zaman zaman teşvik edilmektedir. Kız çocukların ise bu tür davranışları kabul görmemekte, erkek çocuklara göre daha narin, terbiyeli, sakin olmaları konusun da desteklenmektedirler. Saldırganca davranışlar sergileyen erkekler atılgan ve güçlü olarak kabul edilmekte, hatta bazen saldırganlık erkeklik ve mertlik simgesi olarak değerlendirilmektedir (Köknel, 1986). Ancak yapılan çalışmalar incelendiğinde, bu durumun sadece ülkemizle sınırlı olmadığı, diğer ülkelerde de yapılan çalışmalarda okul öncesi dönem erkek çocuklarında akran zorbalığının daha sık yaşandığı, erkek çocukların fiziksel zorbalığı, kız çocukların ise sözel ve ilişkisel saldırgan lığı daha sık kullandığı görülmektedir.
Yaş gruplarına göre yapılan inceleme de; her iki yaş grubunda da en fazla fiziksel saldırganlık görüldüğü, bunun la birlikte 5-6 yaş grubunda, 3-4 yaş grubuna göre fiziksel saldırganlık oranı düşerken, sözel ve ilişkisel saldırganlık oranının arttığı dikkati çekmektedir. Yaşamın ilk yıllarında çocuklar akranları ile nesneleri sahiplenme konusunda anlaşmazlıklar yaşarken, dil gelişimi ileri düzeyde olmadığı için fiziksel saldırganlığa başvurabilmektedirler (Ladd ve diğ., 1996: 1103; Hay, 2006: 39). Çalışmada yaş arttıkça fiziksel saldırganlıktan sözel saldırganlığa geçiş sözel becerilerin yaşla birlikte artması ve sözlerin de en az fiziksel saldırılar kadar incitici olabileceğinin farkına varılmasıyla ilgili olabilir. Bununla birlikte dil gelişimi anlaşmazlıklar karşısında uzlaşmacı çözümlerin bulunmasını da beraberinde getirebildiği için, fiziksel nitelikli davranışların azalmasına neden olabilir. Literatürde sözel becerilerin artmasıyla, sözel akran zorbalığı türlerinin arttığını vurgulayan çalışmalar vardır (Perry ve diğ., 1990: 1310; Warm, 1997: 97,98).
Araştırmalar öğrencilerin en fazla oyuncak paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıklarında, oyun kurmada lider olmak istediklerinde ve oyunda rol paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıklarında zorbalık ettikleri görülmektedir. Bununla birlikte; az sayıda da olsa bazı çocukların öğretmen ve arkadaşlarını kıskandıklarında ve oyun kurallarını bozan akranlarına zorbalık ettikleri dikkati çekmektedir. Bu durum çocukların sosyal becerilerini henüz yeterince kazanamamasından kaynaklanabilir. Okul öncesi dönem de çocuk günlük yaşamda karşılaşacağı olaylar ile başa çıkabilmek için gerekli altyapıyı oluşturma ve geliştirme çabası içindedir. Bu dönemde çocuk benmerkezci yapısı nedeniyle sadece kendini düşünüp, başkasının yaşadıklarını anlayamayabilir, akranlarının bakış açısını görüp, değerlendiremeyebilir. Çocuklar birlikte oynamaya, karşılıklı konuşmaya başlayıp, işbirliği yapabilir hale geldikçe sosyal becerileri de gelişmeye başlayacaktır. Sosyal beceriler, iletişim, problem çözme, karar verme, kendini yönetme ve akran ilişkileri gibi diğerleriyle olumlu sosyal ilişkileri başlatmaya ve sürdürmeye izin veren becerilerdir. Çocukların gelişimsel özelliklerinin yanı sıra sosyal ve kültürel faktörler de sosyal becerilerinin gelişimi üzerine etkili olabilir (Worden, 2002:7).
Akran Zorbalığını Önlemeye Yönelik Öneriler
- Sosyometri gibi yöntemlerle kimlerin bir veya birden fazla arkadaşı var iken kimlerin hiç arkadaşı olmadığı saptanarak sınıfın arkadaşlık ağı çıkartılabilir. Ardından bu ağa göre çocuklar arasındaki arkadaşlık ilişkisini pekiştirecek ve arkadaşı olmayanları diğerleriyle kaynaştıracak ortamlar yaratılabilir.
- Boş ve niteliksiz zamanlarda zorbalığın ortaya çıkması daha olasıdır. Bu nedenle, sınıflardaki öğrenme merkezlerinde çocukların ilgilerini çekecek oyun materyalleri bulundurarak ortamlar zenginleştirilebilir, farklı ülkelerde oynanan oyunlar araştırılabilir, oynamaktan zevk aldıkları oyunlara farklılıklar katılabilir. Böylece, sınıflarda ya da okul öncesi eğitim kurumlarında oyun ve oyuncak kütüphaneleri oluşturulabilir.
- Çocuklara saldırganlığın ya da zorbalığın onaylanmadığı içeriğe sahip öykü kitaplar okunabilir, drama çalışmaları, kukla gösterileri hazırlanabilir ve burada geçen olayların kişileri nasıl etkilediği hakkında konuşulabilir.
- Çocukların bireysel farklılıklar hatırlanmalı. “Olumlu davranışları dikkate alma” felsefesi geliştirilerek olumlu eyler yapıkları zaman gecikmeden o davranış vurgulanarak pekiştirilebilir.
- Çocukların olumlu davranışlarını pekiştirmek amacıyla “Aferin” sertifikalar verilebilir, “Yıldız Tablosu” oluşturulabilir ve “Gurur Duyduğum Özellikler” kitabı oluşturularak gurur duyulacak olumlu özellikleri simgeleyen resimler yapılabilir.
Akran Zorbalığına Müdahale Etmeye Yönelik Öneriler
- Zorbalığa doğrudan katılanlar belirlenmeli ve onlara bu tür davranışların hoş olmadığı ve onaylanmadığı anlatılmalıdır ve bu müdahale yöntemi uygulanırken sosyal referans kavramı dikkate alınmalıdır.
- Kurban veya seyirci, zorbalığı anlatmak istediğinde acele etmeden dikkatli dinlenebilir, anlatanlar ve anlatılanlar karşısında sakin kalmaya çalışılabilir.
Kaynakça
Uysal, H., & Dinçer, Ç. (2012). Peer Bullying During Early Childhood. Journal of Theoretical Educational Science, 5(4), 468-483.
Yalçıntaş Sezgin, E. (2018). “Okulöncesi Öğretmenlerin Akran Zorbalığı İlişkin Algı Ve Görüşleri: Zorbalık Davranışları Tespitleri, Zorbalık Davranışları Karşısında Uyguladıkları Stratejiler Ve Aldıkları Önlemler” Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sayı 33, Denizli, s.85-104.
Gültekin Akduman, G. (2012). Okul Öncesi Dönemde Akran Zorbalığının İncelenmesi. Toplum Ve Sosyal Hizmet, 23(1), 107-120.